Bir Gün Tek Başına – PDF Kitap İndir Oku

Vedat Türkali’nin edebiyatımızda bayağılaşan yapıtı Bir Gün Tek Başına, cemiyetin keşmekeşinde birbirlerine tutunan insanların dramını ve umudunu anlatıyor:

“Ağır ağır çıktı odadan, banyoya girdi, şofbeni yaktı, suyu açtı. Büyük bir hengameyle akan suya baktı, elini yakaladı, ılıktı bütün istediği gibi. Fakat yeniden de bir cinsli giremiyordu suyun altına. Değişmek istemiyorum da ondan. Bu suyla beraber içindeki her şey akıp gidecek. Sonra usulca girdi. Hiçbir şeyin akıp gideceği yok. Ne kolay öyle! ürkeksin de ondan. Her şey hemen değişiversin istiyorsun. Sanki daha mı iyi olurdu? O zaman da peşinden koşar, bir cinsli yetişemezdin. Şimdi de geri kalıyorum; bak şimdi de… Altından çekiliverdi, çok kızmıştı su. Gözlerindeki sabunları akıtmak için uzattığı eli dahi güç katlanıyordu. Sende iş yok oğlum. Bu sıcak, beriki soğuk… Değişik sert, beriki yumuşak… Ömrünce hudutta kalacaksın. Sende iş yok oğlum, sende iş yok… Azıcık serinlemişti. Şofbeni ayarladı, tekerrür girdi suyun altına. Her süre böyle olurdu. Sonunda dönüp gezip netlikle kendini yargıladı mı tamamlardı. Söyleyecek laf kalır mı? Ben, böyleyim… Bitti… Artık korunma dahi boşuna. Değil mi ki değişmez… O süre vazgeçersin yaşamayı kendi yoluna, yürür gider. Sonra yeniden kımıldamaya başlar birikenler. Sonra yeniden dargın su. Ya da bir diş sızısı. Ola ki bazı görmeden bastığın asfalta dağılmış yemyeşil bir balgam. Bir vapurun kaçması…”